29 Kasım 2015 Pazar



Soundcloud'dan yaptığı coverlar ve Sofar'daki performansıyla kulaklarımıza hitap etmeye başladı Sena Şener. Henüz 17 yaşında olmasına rağmen, sevenleri şimdiden artmaya, çok daha geniş kitlelere ulaşmaya başladı. İleride çok önemli projelerde yer alıp, çok önemli müzik işleri yapacağına inandığım Sena Şener ile ufak bir söyleşi yapmak istedik, bizi kırmadı. Keyifli okumalar...




İsmail Hakkı Çakır: Merhaba Sena. :)

Sena Şener: Merhaba

Hayat nasıl gidiyor ?

İyi gidiyor, teşekkürler. Senin? :)

Fena değil, daha iyi olması için uğraşıyoruz hep :)
Bu senin ilk röportajın mı olacak Sena?

Daha önce birkaç sahne arkası, proje ve TRT radyoda da oldu aslında.

Yeterince hızlı davranamamışız bu konuda :)
Öncelikle bize biraz kendinden bahseder misin?


19 Eylül 1998, Gaziantep doğumluyum; aslen Kahramanmaraşlıyım. Sekiz yaşıma kadar Gaziantep'te yaşadıktan sonra İzmir'e taşındık. Ben liseye geçene dek İzmir'de kaldık, ardından babamın tayiniyle İstanbul'a geldik. Şimdi yaklaşık dört senedir İstanbul'da yaşamaktayım. Annem konuşmaya başladığımdan beri sürekli kendi kendime besteler yaptığımı söyler ama gerçek anlamda müzikle uğraşmaya dokuz yaşımda başladım. Evde duran bir gitar vardı, onu alıp babama ''Baba bana bunu öğret.'' dedim. Sonra da gitar çalıp şarkı söylemeye başladım işte... :)

Ne güzel bir başlangıç hikâyesi olmuş :)
Peki, müzik eğitimi aldın mı hiç?

Hayır, şan eğitimi hiç almadım. Başlangıçta babam bana birkaç akor gösterdikten sonra kendi kendime çalıştım.
İnternet bana kendimi geliştirirken çok yardımcı oldu.

Çağımızın böyle güzel nimetleri var, güzel faydalanmışsın sen de. Ben ses işiyle profesyonel olarak ilgilenmediğim için eğitimli olup olmadığını anlayamadım, bu yüzden sormak istedim.
Sen de farkındasındır, çok farklı, karakteristik bir sesin var. Kendi sesini benzetebildiğin bir sanatçı var mı?

Teşekkür ederim. Ben hiç düşünmedim bunun üzerinde ama beni dinleyenlerin yorumlarına bakınca Amy Winehouse, Selah Sue gibi isimlere benzettiklerini görüyorum. Çok gururlandırıcı çünkü bu isimler benim çok beğendiğim, mükemmel müzisyenler. Yine de bence kişi özgün olmayı başarmayı amaçlamalı. Tıpkı benzetildiğim müzisyenler gibi.



Bu cevabın, müziğe bakışının ne kadar olgun olduğunu da gösterdi bize. Amy Winehouse gibi bir sese benzetilmek büyük onur, bence çok da gerçekçi bir benzetme olmuş.
Soundcloud hesabını incelediğimde, yaptığın coverların genelde yabancı şarkılar olduğunu gördüm. Eğilimin bu yönde mi?

Teşekkürler :)
Aslında bakacak olursanız ''Ben şu dilde şarkı söylemek istiyorum.'' diye bir şey diyemem. Çünkü her dilde, her tarzın güzel örnekleri vardır.

Sanırım ses tonunun da etkisi var seçimlerinde?

Bilmem :)

Bir de, 3 farklı DJ senin şarkılarını remixlemiş, bu bir proje mi ?

Belirli bir proje dâhilinde değil. Coverlarıma yeni versiyon yapıldı sadece, yapan birçok DJ ile de arkadaşız zaten. Bu tarzda, deep house vs. Julius Abel ile benim bestelediğim bir şarkı üzerinde çalışmamız olacak, şu anda Viyana'da klip çekimleri tamamlanmak üzere. Onun dışında Mahmut Orhan'la sözlerini benim yazdığım ''Feel'' diye bir çalışmamız oldu.



Gördüğümde şaşırmıştım açıkçası, eminim ki bunu merak edenler vardır, çok sık rastladığımız bir durum değil :)
Bir de Sofar var tabi. Sofar süreci nasıl oldu, hayatında neler değiştirdi?





Ben Sofar'ı uzun zamandır takip ediyordum aslında, İngiltere merkezli ve birçok ülkede var olan bir proje. Davet edildiğimde çok sevinerek gittim, ilk defa topluluk önünde bestelerimi paylaşacaktım çünkü. Çok samimi bir ortam olmasına rağmen çok heyecanlandım ve bu performansımı olumsuz etkiledi, geri dönüp baktığımda ''Kötü söylemişim ya...'' diyorum açıkçası hahah :) Yine de Sofar, insanlara ulaşmam açısından bana çok yardımcı oldu. Hatta Sofar'dan Salon'a adlı projede Salon'da No Land ve Nekizm adlı gruplarla birlikte sahne aldım. Bu çok güzel bir tecrübeydi. Sofar Türkiye ekibi işlerini çok profesyonelce yapıyorlar, buradan tekrar onlara teşekkür etmek isterim.



Sofar sayfalarına ve izlenmelere de baktığımız zaman, Sofar'ın Türkiye'de önemli bir yeri olduğunu görüyoruz. Gerçekten, senin için de çok önemli bir fırsat olmuş. Senin gibi bir sesi bulup bize sunmaları, işlerini güzel yaptıklarını gösteriyor zaten :) Sesimizi duyuyorlarsa, onlara buradan bir kez daha teşekkür edelim.
Peki, senin beğendiğin müzik insanları kimler diye sorsam?

Teşekkür ederim. Ben büyük bir Bülent Ortaçgil ve Fikret Kızılok hayranıyım, bebekliğimde annemin bana dinlettiği şarkılarını hala dinliyorum. Onun dışında Norah Jones, Ella Fitzgerald, Patrick Watson, Laura Marling, Matt Corby, James Vincent Mcmorrow, Ben Howard gibi isimleri çok seviyorum. Farklı tarzlardan harmanlar hoşuma gidiyor. 




Bülent Ortaçgil ve Fikret Kızılok gibi güzel insanları dinlemek bile, herkesin ulaşabileceği bir müzik olgunluğu değilken, küçüklükten itibaren böyle güzel insanları dinlemek, ne büyük bir şans ve kendini geliştirme fırsatıdır. Umarım bir gün bu isimlerden birisiyle çalışma fırsatı bulursun, bize de ziyafet olur :)
Konusuna girmişken, müzik hayatında ulaşmak istediğin hedefler mutlaka vardır, bizimle paylaşır mısın?


Her şeyden önce müziğimi kendi kendime her zaman yapmaya devam edeceğim ve kendimi geliştirmek ilk amacım olacak. İnsanlarla paylaşma konusuna gelince de çok popüler olmayı amaçlamıyorum doğrusu. Çok sayıda bestem var ve onları içime sinen düzenlemelerle bir albümde paylaşmak istiyorum. Bence önemli olan hedef, müziğimi insanlara bende oluştuğundaki yoğunlukta aktarabilmek. Gerisi bunun ardından şekillenmeli.

İçinde senden bir parça bulunan şeyler, genelde içine en çok sinen işler olur. Böyle düşünmen çok güzel, genelde müzik piyasasına girip, bu ilkeyi unutarak kaybolan çok insan var. Böyle düşünmen beraberinde özgünlüğü de getirecektir. Popüler olmayı amaçlamaman, popülerliğin götürdüğü samimiyeti ve sıcaklığı düşününce, seni şuan dinleyen insanları da sevindirir eminim.
Önünde güzel bir müzik hayatı olduğuna eminim, bildiğin yolda gitmeye devam et :)

Teşekkürler :)



Sanırım benim sorularım bu kadar, seni çok da yormak istemem. Zaman ayırıp bu güzel sohbeti yaptığın için çok teşekkür ederim. Son olarak, bu yazıyı okuyanlara söylemek istediğin bir şey var mı?

Ben teşekkür ederim. Önyargısız bir şekilde her türlü müziğe şans vermelerini temenni ediyorum. Umarım benim müziğim de denk gelenlerin hoşuna gider :)

Umarım müzik hayatında ve yaşamında istediklerin hep seninle olur. Tekrar teşekkür eder, seni dinlemeye devam ederiz :)



Sena Şener'i Facebook ve Soundcloud'dan takip etmeyi de ihmal etmeyiniz :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder